Mollaköy Balıklı Su

                                                                                   Prof. Dr. Necdet TOZLU

Doç. Dr. Yusuf BABÜR

Rivayetlere göre; belde adını Ahmedi Pekeriç adlı bir molladan almıştır. Çağlayan yolu üzerindeki bu beldenin ortasında bir cami vardır. Anlatılanlara göre bu caminin yerinde önceden bir kilise mevcutmuş. Molla Efendi, bu kiliseyi yıkıp yerine cami yaptırmak ister. Ancak yörenin gayrimüslim unsurları, şehrin valisine giderek molladan şikayetçi olur. Vali de mollayı huzuruna çağırtmak için bir adamını mollaya gönderir. Valinin adamı, mollayı tarla sürerken bulur. Fakat molla, öküz yerine iki geyiği çifte koşmuştur, elinde ise masta yerine yılan vardır. Valinin adamı, durumu görünce korkar ve mollanın yanına gidemez; uzaktan seslenir ve valinin emrini mollaya bildirir. Molla, valinin adamına işini bitirince geleceğini bildirir. Molla şehre gelmeden kerameti valiye ulaşmıştır. Vali duruma vakıf olunca mollaya istediği izni vermiştir. Kilise yerine cami yapılmış ve inşaat bitince caminin hemen yanından buz gibi ve berrak bir su kaynamaya başlamıştır. Bu suyun içinde iki tane de balık peyda olmuştur. Molla Efendi, her yıl iki geyiği çifte koşar ve çift işlerini görürmüş. Güz gelince de geyiklerin birini Allah rızası için kurban keser, diğerini de Munzur Dağı’na salarmış. Salınan geyik, yanına bir geyik daha katarak yaz gündönümünde mollanın emrinde çalışmaya gelirmiş. Bugün, caminin önünde çam ağaçları vardır. Efsanenin anısına iki de geyik maketi yer alır.

Geyiklerin birini kurban etme ritüeli, molla vefat edinceye kadar yıllarca devam etmiş. Molla ölmeden evvel bu işin devam ettirilmesini vasiyet etmiş. Köylüler, mollanın vasiyetini bir müddet yerine getirmiş. Ancak birkaç yıl sonra mollanın vasiyeti unutulmuş ve köylüler geyiklerin ikisi birden kesmiş. O andan itibaren, kaynak suyu kurumuş ve kaynağın yeri, tavukların eşindiği bir çöplük hâline gelmiş. her gün batımında, telli duvaklı bir gelin ise bu tavukları toplayıp ortadan kaybolurmuş. Yine bir akşam, gelin tavukları çöplükten toplarken kaynak suyu eski yerinden fışkırmaya başlamış. Tavuklar ve gelin, köpürüp kaynayan suda kaybolmuş. Bu hadiseden sonra her gündönümünde (21 Haziran) kaynağın başında Allah rızası, gelin ve geyiklerin hatrına kurban kesilir olmuş. O günden sonra kaynağın suyu bir daha kesilmemiş ve suyun içindeki balıklar geri gelmiş.

Bugün; caminin hemen önünde yer alan kaynak, duvarla çevrilmiştir. Suyun içinde, kutsal sayılan ve asla yenilmeyen balıklar vardır ki sayısı yüzleri aşmıştır.

 

Caminin hemen girişinde, su kaynağının başında, dilek dilemek için mum yakma ocağı mevcuttur. Özellikle Alevi vatandaşlar burada dilek dileyerek mum yakarlar.

Günümüzde hastalık çekenler, bir müşkülü olanlar ve özellikle sütü az olan emzikli kadınlar bu kaynaktan su içer. Bu sudan içildiği takdirde; sütü az olan kadınların sütünün artacağına inanılır. Bu sudan içilebilmesi ve su alınabilmesi için Mollaköy belediyesi tarafından su, ulaşılabilir hâle getirilmiştir.

 

TOP