ERZİNCAN COĞRAFYASI

Geography of the Erzincan

                                                                                                                                                    Prof. Dr. Adem BAŞIBÜYÜK

         Konum özellikleri

         Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat Bölümünde yer alan Erzincan, doğudan Erzurum, batıdan Sivas, güneyden Tunceli, güneydoğudan Bingöl, güneybatıdan Elazığ, Malatya, kuzeyden Gümüşhane, Bayburt ve kuzeybatıdan Giresun illeri ile çevrilidir (Şekil 1).

Yüzölçümü 11.903 km² olan Erzincan’ın il merkezinde (Erzincan ovası) denizden yüksekliği 1185 metredir. Batıdaki Kemaliye’de 850 metreye kadar düşen deniz seviyesinden yükseklik, Otlukbeli’nde 1750 metreye yükselmektedir.

                                                                      Şekil 1. Erzincan ili idari durum ve lokasyon haritası

 

          Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin birbirine yaklaştığı bir konumdaki Erzincan arazilerinin bir kısmı (Refahiye) Karadeniz bölgesi sınırları içerisindedir. Coğrafi bölgelerin kesişme sahasında bulunma durumu yanında, farklı bölgelerdeki iller ile olan sınır komşuluğu ilin sosyal ve kültürel hayatında kendini göstermektedir. Farklı bölge ve iller ile olan mekânsal yakınlık ve eskiden beri çevre ile gerçekleşen etkileşim, ilde homojen olmayan bir sosyokültürel hayatı ortaya çıkarmıştır.

          Merkez ilçe dışında Kemaliye, İliç, Kemah, Refahiye, Üzümlü, Tercan, Çayırlı ve Otlukbeli, Erzincan’daki ilçeleri meydana getirmektedir (Şekil 1) . Bu ilçelerde toplam 528 köy bulunmaktadır.

          Doğu-batı ve kuzey-güney yol güzergâhları üzerinde bulunan Erzincan bu özelliği ile tarihi devrelerden beri doğu illerinin batıya açıldığı önemli bir kavşak noktasıdır.

          Fiziki Coğrafya

          Doğu Anadolu Bölgesinin genelinde yeryüzü şekilleri engebeli ve yüksektir. Bölgede sınırlı da olsa düzlük arazileri, depresyon alanlarında veya akarsu vadileri boyunca görmek mümkündür. Yaklaşık 12 bin km² yüzölçümüne sahip ilde Erzincan ve Tercan Ovaları dışında düz veya düze yakın arazi son derece sınırlıdır. Erzincan’ın genel morfolojik yapısını doğu-batı yönünde uzanış gösteren dağlık alanlar ile bu yüksek kütleleri boyuna kateden akarsuların oluşturduğu derin vadiler meydana getirmektedir (Şekil 2).

          Erzincan ve çevresi jeolojik bakımdan Türkiye’nin en karmaşık alanlarından biridir. Bölge bu karmaşık yapısını ikinci jeolojik zamanda başlayan ve üçüncü zaman ortalarına kadar devam eden okyanus açılma ve kapanmaları ile kazanmıştır. Kuzey ve güneydeki farklı jeolojik yapıların yanında, bölgedeki yanal atımlı fayların da etkisi, bu yapıyı son derece kompleks bir hale getirmiştir (Tüysüz, 1992: 271).

          Anadolu yarımadasının kuzey ve güneyinde doğu-batı yönlü uzanış gösteren kıvrım sistemleri, Doğu Anadolu bölgesinde kuzey-güney yönlü sıkıştırmanın bir sonucu olarak birbirine yaklaşmış ve bölgede adeta bir birlik oluşturmuştur. Erzincan ovasını kuzeyden çevreleyen Esence dağları (3549 m), yapı bakımından Kuzey Anadolu dağlarına aittir. Güneyde kireçtaşlarının yoğunlukta olduğu Munzur dağları (3463 metre) ise Torosların kuzey kollarından birini meydana getirmektedir. Ovanın batısında Esence dağları ile benzer özellikteki 3045 metre (Köhnem dağı) yükseltiye sahip Karadağ kütlesi de yapısal olarak Kuzey Anadolu sistemi içerisinde yer almaktadır (Şekil 2).

          İlçenin güneyindeki Munzur dağları, akarsuların açmış olduğu derin vadiler vasıtasıyla belirgin bir şekilde ortaya çıkarılmış yüksek bir kütledir. Bu dağlar, batıda Kemaliye’de Fırat Nehri dirseğinden başlayıp, doğuda Ağrı Dağı’na kadar uzanışlarıyla Karasu-Aras dağları adıyla anılmaktadır. Kabaca batı-güneybatı, doğu-kuzeydoğu yönünde uzanış gösteren dağların kuzey kesimini Karasu vadisi, güney kesimini ise Ovacık depresyonu ve Munzur çayı sınırlandırır. Kıvrım üzerinde tektonizma ve aşınım gibi süreçlerin etkisiyle çok sayıda zirve sahası ortaya çıkmıştır. Yaklaşık 2500 metreden başlayan zirveler yer yer 3000 metreyi aşmaktadır. Mercan dağları, Ergan dağı, Bakıl dağı, Avcı dağları, Şal dağı ve Hel dağı bu zirve sahalarından bazılarıdır.Erzincan ovasının güneybatısındaki Akbaba tepe 3463 metre ile Munzur dağlarının en yüksek noktasını meydana getirmektedir (Şekil 2).

          Munzur dağları, Erzincan ovasının doğu ucuna kadar devam eder. Buradan itibaren doğuya doğru Bağırpaşa dağları, Koşan (Coşan) ve Serçelik dağları adıyla Tercan ovasının (Yazıcı, 1991: 1-20) güneyini sınırlayarak Erzurum, Bingöl ve Erzincan il sınırlarının kesiştiği Çat (Erzurum) ilçesi batısına kadar uzanır. Mevcut dağ sıraları bu noktadan sonra da Palandöken dağları adıyla doğuya doğru devam eder. Erzincan ilinin güneyindeki idari sınırlarının önemli bir kısmını oluşturan bu sıradağlar, aynı zamanda Fırat (Karasu) ve Murat nehirlerinin su bölümü çizgilerini de oluşturmaktadır (Karadeniz ve Altınbilek, 2018: 288).

          Torid birliğinin kuzeydoğu ucundaki Munzur dağları, güneydeki sistemin karakteristik jeolojik özelliklerini yansıtmaktadır. İlin güneyini baştanbaşa kat eden Munzur dağlarının çok büyük bölümünü metamorfik kireçtaşları oluşturmaktadır. Bunun yanında özellikle kütlenin güney yamacı boyunca okyanusal kabuk üzerinde ortaya çıkan volkano sedimanter kayaçlardan ofiyolitli seriler de yer yer yüzeylenmektedir (Özer, 1994: 53-64). Bölgenin temel formasyonu olarak kabul edilen Munzur metamorfik kireçtaşları (Ketin, 1986: 177) üzerinde glasiyal ve karst morfolojisi gelişmiştir. Kireçtaşlarının metamorfizmaya uğramasının bir sonucu olarak karstik şekiller çok yaygın olmamakla birlikte, sirkler, buzul vadileri, hörgüç kayalar, morenler ve enkaz konileri buzul döneminin izlerini yansıtmaktadır (Bilgin, 1972: 72-75).

          İlin kuzeyinde, doğuda Aşkale’den batıda Suşehri ovasına kadar Otlukbeli dağları uzanış gösterir. Kuzeydeki dağlık alanlar doğuya doğru ikili veya üçlü sıralar halinde Erzincan ovasının kuzeybatısına kadar devam eder. Erzincan ovasının kuzeyinde Otlukbeli dağları ikiye ayrılır (Şekil 2). Otlukbeli dağlarının güneydoğuya doğru uzanan kolunu Esence dağları oluşturur (Karadeniz ve Altınbilek, 2018: 287).

                                                                                Şekil 2. Erzincan ve çevresinin fiziki haritası

 

          Kuzey kesimdeki dağlık alanlarda litolojik yapı olarak denizaltı volkanizmasının eseri olan ofiyolitler yaygındır.  En yüksek noktası Keşiş doruğunda 3549 metre olan Esence (Kesiş) dağlarının kuzeye dönük yamaçlarında Munzurlarda olduğu gibi sirkler ve tekne vadilerden oluşan buzul topoğrafyası gelişmiştir (Akkan ve Tuncel, 1993: 225-238).

         Yeşil kayaçların yaygın olduğu kuzeydeki dağlık kütleler ile masif kireçtaşından oluşan güneydeki Munzur yükseltisi arası jeolojik bakımdan Sivas-Erzincan Tersiyer Havzası olarak tanımlanmaktadır. Çok karmaşık tektonik ve sedimanter özelliklere sahip olan havza farklı formasyonlardan meydana gelir. Konglomera, kum taşı, çakıl taşı, kil taşı, jips, kireçtaşı gibi üçüncü zaman çökelleri havzanın hâkim birimleridir (Aktimur ve diğ., 1990: 25-36).

          Kuzey Anadolu ile Doğu Anadolu arasında bir sınır oluşturan KAF (Kuzey Anadolu fayı), Erzincan ve çevresinde topoğrafik yapının oluşması yanında, tarih boyunca sosyal ve ekonomik hayatı şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır. Fay çizgisi olmanın ötesinde bir fay kuşağı (Lewy ve Salvari, 1995: 130) olan KAF, Avrasya ve Arabistan levhalarının çarpışması sonucu oluşmuştur (Kaypak ve Eyidoğan, 2004: 2-3).

          Sismik aktivitesinden dolayı dünyadaki en iyi bilinen sağ yönlü doğrultu atımlı fay zonlarından biri durumundaki KAF, 1500 km uzunluğa sahip, geniş bir yay şeklinde, Türkiye’nin doğusundan başlayıp batıda kuzey Ege’nin doğusuna kadar uzanır. KAF tek bir kırık düzlemi olmayıp birbirine paralel veya kademeli faylardan oluşan bir fay zonu durumundadır. Doğuya doğru KAFZ, tipik üçlü birleşme gösterir ve sol yönlü Doğu Anadolu fay zonu (DAFZ) ile Karlıova’da birleşir (Öztürk, 2017: 195).

          Tarihi kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla son bin yılda Erzincan’da yaklaşık 20 yıkıcı, 10 can kaybı yaşanan deprem etkili olmuştur. Üç önemli fay sistemi arasında bir havza yapısı içerisinde yer alan ve yakın dönemde 1939 ile 1992 yıllarında iki büyük deprem yaşamış olan Erzincan, dikkate alınması gereken bir sismik tehlike içermektedir (Askan Gündoğan ve diğ., 2015).

          Doğu Anadolu Bölgesinin kuzeybatı köşesinde kuzey ve güneyden yüksek dağlarla çevrili olan Erzincan’da bölgenin diğer kesimlerinden farklılaşan iklim özellikleri ortaya çıkmıştır. Her şeyden önce kuzeydeki dağlık kütleler Karadeniz’in denizel etkilerini engellemektedir. İlde karasal iklim şartları etkin durumda olmakla birlikte, morfolojik yapının bir sonucu olarak sıcaklık değerleri çevreye göre yüksek, yağış değerleri ise düşük düzeyde gerçekleşmektedir (Tablo 1, 2).

           Meteoroloji Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre yıllık ortalama sıcaklığın 11 °C olduğu Erzincan’da en yüksek ortalama sıcaklık Temmuz (24, 2 °C), en düşük ortalama sıcaklık ise -2,5 °C ile ocak ayında gerçekleşmektedir (Tablo 1, Şekil 3). 1970-2018 yıllarını kapsayan ülke genelindeki sıcaklık ölçüm ortalamasın 13,2 °C olduğu (MGM kayıtları 29.03.2019) dikkate alındığında Erzincan’ın Doğu Anadolu bölgesi gibi Türkiye’nin en düşük sıcaklıklarının ölçüldüğü bir bölgede olmasına rağmen, ülke ortalamasına yakın bir değerde sıcaklık özellikleri gösterdiği anlaşılabilir. Orta kuşakta yer alması dolayısıyla dört mevsimin belirgin olarak yaşandığı ilde ortalama sıcaklıklar ocak ayına yaklaştıkça azalmakta, buna karşılık, temmuz ayına doğru yükselmektedir.Rasatların 1200 metre yükseklikteki Erzincan il merkezine yapıldığı düşünülürse hiç kuşkusuz yükseltinin arttığı kesimlerde sıcaklıklar düşmekte buna karşılık Kemah boğazı ve Kemaliye gibi yükseltinin azaldığı kesimlerde artmaktadır.

                                                                         Tablo 1. Erzincan’da aylık ortalama sıcaklıklar (°C)

Aylar Ö Ş M N M H T A E Ek K A Yıllık
Ortalama Sıcaklık -2.5 -1.1 4.5 10.9 15.6 20.2 24.2 24.1 19.1 12.3 5.2 0.0 11.0

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü Kayıtları

(https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik. 24.03.2019)

                                                                           Şekil 3. Erzincan’da aylık ortalama sıcaklıklar (°C)

 

          Doğu Anadolu Bölgesinde iklim özellikleri yeryüzü şekilleri, yükseklik ve orografi gibi şartların etkisi ile kısa mesafelerde değişiklik göstermektedir. Erzincan ovası özellikle morfolojik yapısının bir sonucu olarak bölgede yüksek dağ sıraları arasında uzanan çöküntü ovaları içerisinde daha yüksek sıcaklık ve düşük yağış değerleri göstermektedir (Akkan, 1963: 78).

          Meteoroloji kayıtlarına göre Erzincan’da yıllık ortalama yağış 380,5 mm’dir. En yüksek yağışlar mayıs ayında (54,3 mm) en düşük yağış ise 6,9 mm ile ağustos ayında gerçekleşmektedir. Nisan (53,7 mm), Ekim (48,2 mm), Kasım (42,7 mm) ve Mart (41,0 mm) aylık ortalama yağışın 40 mm üzerinde gerçekleştiği aylardır (Tablo 2, Şekil 4). Dolayısıyla ilde ilkbahar ve sonbahar aylarında yağışların yüksek seyrettiği buna karşılık kış ve yaz aylarında ise belirgin bir şekilde azaldığı bir yağış rejimi ortaya çıkmıştır.

          Meteoroloji Genel Müdürlüğü kayıtlarında 1970-2018 yılları arasındaki ölçüm ortalamalarına göre Türkiye’de yıllık ortalama yağış 623 mm olarak tespit dilmiştir (MGM kayıtları 29.03.2019). Bu durum Erzincan’ın Türkiye ortalamasına çok yakın sıcaklık değerlerine sahip olmasına karşılık, ülke ortalamasının neredeyse yarısı kadar yağış aldığını göstermektedir. Sıcaklıkta olduğu gibi yüksek kesimlere doğru yağış miktarında da değişim yaşanmakta ve daha yüksek değerler ortaya çıkmaktadır. Özellikle kuzeyden denizel etkilerin kendisini hissettirdiği Refahiye’de bu değer 559,5 mm olarak tespit edilmiştir (Şahin, 2011: 53).

                                                             Tablo 2. Erzincan’da yıllık ortalama yağışın aylara göre dağılışı (mm)

Aylar Ö Ş M N M H T A E Ek K A Yıllık
Ortalama Yağış 24.1 29.5 41.0 53.7 54.3 28.8 8.7 6.9 15.1 48.2 42.7 27.5 380.5

Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü Kayıtları

(https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik. 24.03.2019)

                                                                Şekil 4. Erzincan’da yıllık ortalama yağışın aylara göre dağılışı (mm)

 

          Erzincan ilinin suları büyük ölçüde Karasu tarafından drene edilir. Erzurum ovasının doğusunda Dumlu dağındaki Dumlu suyu ile şekillenen Karasu, Aşkale batısında Erzincan sınırlarına dahil olur. Tercan ovasında Tuzla çayı ile birleştikten sonra Sansa boğazı ile Erzincan ovasına ulaşan ırmak, ovayı ikiye ayırarak güneybatıda Kemah boğazı boyunca devam eder ve Kemaliye’den itibaren güneye yönelerek Keban baraj gölüne kavuşur (Şekil 2). Keban Baraj gölünde Murat ırmağı ve Peri suyu ile birleştikten sonra Fırat (Erzincan’da Karasu yerine halk arasında Fırat kullanılır) adını alır.

          Karasu ırmağının ildeki en önemli kollarını kuzey ve güneyden beslenen dere ve çaylar meydana getirir. Tercan ovasında Tuzla çayı, Erzincan ovasında Sörperen, Vaskirt, Delice, Mercan, Handere, Pahnik, Çardaklı; Kemah boğazından itibaren Aksu, Kömür, Tanasur, Atma, Kuruçay ve Çaltı suyu il sınırlarında Karasuyu besleyen en önemli akarsulardır.

          İlin kuzeybatısındaki Refahiye ilçesinin suları ise Köroğlu ve Çobanlı dere vasıtasıyla Yeşilırmak’ın önemli bir kolu olan Kelkit çayına ulaşır (Şekil 2).

          Erzincan sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli bitki merkezlerinin başında gelmektedir. İlde yaklaşık 2400 doğal bitki çeşidi bulunmaktadır. Bu bitkilerden yaklaşık 450’si endemik olup, dünyanın başka bir alanında görülmemektedir. Bunlardan 66 tanesinin tek yaşam alanı Erzincan’dır (Kandemir ve Yıldız, 2016).

          Erzincan geneli karasal iklim şartlarının bir sonucu olarak İran Turan bitki coğrafyası bölgesi içerisinde bulunur. Bu özelliği genel olarak step elemanlarının yaygın olması durumunu ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, nem ve yağışın arttığı Refahiye’de kuzeye bakan yamaçlarda sarıçam ormanları, yine diğer yüksek kütlelerin nemli kuzeye dönük yamaçlarında farklı ağaç ve çalı türleri yayılış göstermektedir. Ağaç ve ağaçsı türler içerisinde en yaygın olanı alıç, ahlat, mazı meşesi, tüylü meşe, kuşburnu, ahlat ve karamuktur. Seyrek orman türleri ve çalı formasyonu dışında, yörede step türleri geniş alanlarda ve farklı türlerde yetişme ortamı bulmuştur.

          Beşeri Coğrafya

          Periyodik nüfus sayımlarının başladığı 1935 yılında 157344 olan Erzincan ili toplam nüfusu, 1940 nüfus sayımında yıllık %0,1’lik artışla 158498 olmuştur. Söz konusu sayımda il merkezinin nüfusu ise 16144’ten 12096’ya düşmüştür. Bilindiği üzere 27/28 Aralık 1939 depreminde 9198’i il merkezi olmak üzere il genelinde 15600 kişi hayatını kaybetmiştir. Türkiye tarihinin kayıtlara geçen en büyük depremini yaşayan Erzincan, bu depremden sonra devlet desteği ve gerçekleştirilen imar faaliyetleri ile kısa süre içerisinde toparlanma sürecine girmiş (Yavuz, 2017: 60-140)  ve tekrar nüfuslanmaya başlamıştır.

          Cumhuriyet döneminde Erzincan nüfusunun artışında dikkati çeken en önemli özellik, sahanın en büyük şehir yerleşmesini teşkil eden il merkezinde artışın yüksek, buna karşılık il genelinde son derece düşük gerçekleşmiş olmasıdır. Nitekim 1935 yılında 16144 olan il merkezi nüfusu 2018 yılında 141018’e yükselmiş iken, il geneli nüfusu aynı devrede 157344’ten 236034’e ulaşabilmiştir. Buna karşılık 1935 yılında 141200 olan il merkezi haricindeki nüfus (ilçe merkezleri ile belde ve köyler nüfusu) sayım yıllarında çok düşük oranlarla artış göstermiştir. İl merkezi dışındaki nüfusun miktarı 2000 yılında 209666, 2010 yılında 123188 ve son nüfus sayımı olan 2018’de 95016’dır. 2018 yılında il merkezi nüfusunun artması, buna karşılık diğer yerleşim birimlerinde nüfusun azalmasının temel nedeni, 2015 yılından itibaren gerçekleştirilen bütünşehir düzenlemesidir.2014 nüfus sayımında 97759 olan il merkezi nüfusu 2015 nüfus sayımında 137917’dir. Dolayısıyla il merkezinde son yıllarda gözlenen yüksek nüfus artışı çevredeki belde köylerin bir kısmının bütünşehir içerisinde sayılması ile ilgilidir. 2017 yılında 231511 olan Erzincan nüfusu 2018 yılında 236034 yükselmiş ve yıllık nüfus artış hızı %1,95 olarak gerçekleşmiştir. Bu değer %1,47 olan Türkiye ortalamasının biraz üzerindedir (Tablo 3, Şekil 5).47 olan Türkiye ortalamasının biraz üzerindedir (Tablo 3, Şekil 5).47 olan Türkiye ortalamasının biraz üzerindedir (Tablo 3, Şekil 5).

          Erzincan il nüfusunun 2018 yılı itibariyle cinsiyet yapısına bakıldığında 236034 kişinin %51’i (120348) erkek, %49’u (115686) kadındır. Bu dağılımın da Türkiye geneli (%50.2 erkek, %49.8 kadın) ile paralellik gösterdiği görülmektedir.

                                                                       Tablo 3. Cumhuriyet dönemi Erzincan’da nüfus gelişimi

Sayım yılı Erzincan şehri Yıllık artış (%) İlçe merkezleri ile bucak ve köyler Yıllık artış (%) İl toplamı Yıllık artış (%)
1935 16144 - 141200 - 157344 -
1940 12096 -5 146402 0,7 158498 0,1
1950 18043 4,9 179127 2,2 197170 2,4
1960 36420 10,2 206585 1,5 243005 2,6
1970 58352 6 217770 0,5 276122 1,4
1980 70982 2 211040 -0,3 282022 0,2
1990 91772 3 207479 -0,2 299251 0,6
2000 107175 1,4 209666 0,1 316841 0,6
2010 90100 -1,8 123188 -4 213288 -3,3
2018 141018 5,7 95016 -2,3 236034 1,1

Kaynak: www.tuik.gov.tr

                                                                        Şekil 5.  Cumhuriyet dönemi Erzincan’da nüfus gelişimi

 

          Nüfusun ilçelere göre dağılımında ise merkez ilçe %66 oran (157452) ile Erzincan nüfusunun yarıdan fazlasını barındırmaktadır. Merkez ilçe dışındaki Tercan 17623 (7,47), Üzümlü 14390 (%6,1), Refahiye 12436 (%5,28), Çayırlı 9032 (%3,83), İliç 8922 (%3,78), Kemah 8167 (% 3,46), Kemaliye 5555 (% 2,35) ve Otlukbeli 2437 (%1,03) kişi ile toplam nüfusun %44’lük bölümünü oluşturmaktadır (Tablo 4, Şekil 6). Nüfusun ildeki dağılışında dikkati çeken bir diğer özellik ise Erzincan ovası ve yakın çevresinde bulunan merkez ve Üzümlü ilçelerinin toplam nüfusun %72’sini (171842) meydana getiriyor oluşudur. Başka bir ifade ile yaklaşık 12000 km² yüzölçümü olan ilde nüfusun %72’si toplam alanın %18 (2166 km²)’inde, nüfusun %28’i ise toplam alanın %82’lik (9580 km²) bölümünde yaşamaktadır.Bu yönüyle ilde nüfusun son derece dengesiz bir dağılım gösterdiği anlaşılmaktadır.

                                                                           Tablo 4. Erzincan’da nüfusun ilçelere göre dağılımı (2018)

İlçe Nüfus %
Merkez  157.452 66,70
Tercan    17.623 7,47
Üzümlü  14.390 6,10
Refahiye                12.456 5,28
Çayırlı                    9.032 3,83
İliç           8.922 3,78
Kemah                   8.167 3,46
Kemaliye 5.555 2,35
Otlukbeli 2.437 1,03
Toplam 236034 100

Kaynak: www.tuik.gov.tr

                                                                        Şekil 6. Erzincan’da nüfusun ilçelere göre dağılımı (2018)

 

          2018 nüfus verilerine göre Erzincan 236034 olan nüfusu ile ülke nüfusunun (82.003.882) %0,29’unu meydana getirmektedir. Nüfus büyüklüğüne göre 70. sırada yer alan il, 20 kişi/km²  nüfus yoğunluğu ile Türkiye’nin en seyrek nüfuslu (79. sırada) illerinden biri durumundadır. Türkiye’de nüfus yoğunluğunun 107 kişi/km² olduğu son nüfus sayımında, Erzincan ülke ortalamasının oldukça gerisinde kalmaktadır. TÜİK 2017 verilerine göre Erzincan ortalama 3,06 hanehalkı büyüklüğü ile 3,4 olan Türkiye ortalamasının biraz altındadır.

          Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2014 yılında yayımlanan Seçilmiş Göstergelerle Erzincan adlı yayında, Erzincan ili ile ilgili kapsamlı istatistiksel bilgilere yer verilmiştir. Bu verilere göre Erzincan ili genelinde istihdam edilenlerin oranı %47,7 ile %45,9 olan Türkiye ortalamasının üzerinde; işsizlik oranı ise %6,7 ile %9,7 olan Türkiye ortalamasının altındadır.

          Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre 11900 km² (1190000 ha) yüz ölçüme sahip olan Erzincan arazilerinin %18 (209222 ha)’i tarıma elverişli arazilerden oluşmaktadır. İl arazilerinin en büyük bölümünü oluşturan çayır ve meralar toplam arazilerin %36’sını (430000 ha), orman arazileri %21’ini (257472), diğer araziler ise %25’ini (293106 ha) meydana getirmektedir 8Tablo 5, Şekil 7). (Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 2019 Brifing Raporu).

                                                                   Tablo 5. Erzincan’da arazi kullanım durumu (2018)

Arazi Kullanım Durumu Alanı (ha) Oran (%)
Tarım Arazisi 209422 18
Çayır ve Mera 430000 36
Orman 257472 21
Diğer 293106 25
Toplam 1190000 100

Kaynak: erzincan.tarimorman.gov.tr/Menu/5/Tarimsal-Veriler

                                                                               Şekil 7. Erzincan’da arazi kullanım durumu

 

Toplam alanı 209422 ha olan tarım arazilerinin yaklaşık yarısı (97000 ha) sulama yapılabilir özellikte iken, diğer yarısında kuru tarım metotlarının uygulanma durumu söz konusudur.

         İldeki toplam 209422 ha tarım arazisinin % 44’ü (92845 ha) tarla tarımına ayrılmış iken, %1,4’ünde (2885 ha) sebze tarımı, %1,6’sında (3414 ha) ise meyve ve bağcılık yapılmaktadır. Mevcut tarım topraklarının %14,1’i (29518 ha) de nadasa bırakılmaktadır. Tarım arazilerinin kullanımı ile ilgili dikkati çeken en önemli durum ise tarım arazilerinin %38,6’lık bir bölümünün (80760 ha) tarıma uygun olmasına rağmen kullanılmıyor oluşudur (Tablo 6, Şekil 8). İl genelinde sınırlı olan tarım alanlarında bu kadar yüksek oranda kullanılmayan tarım arazisinin mülkiyet vb sorunların çözüme kavuşturularak ekonomiye kazandırılması il ekonomisi açısından son derece önemlidir.

         Tarla ürünleri içerisinde en geniş alan sırasıyla buğday, arpa, yonca ve şekerpancarına ayrılmaktadır. 2018 yılı içerisinde ilde 76781 ton buğday, 66382 ton arpa, 215377 ton yonca ve 444227 ton şekerpancarı üretimi gerçekleşmiştir (Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 2019 Brifing Raporu).

         Domates (78455 ton), taze fasulye (2355 ton) ve hıyar (14448 ton) sebze ürünleri içerinde üretimi en fazla yapılanlardır. Meyve üretiminde ise elma (15702 ton), üzüm (4369 ton) ve kayısı (2871 ton) hem ağaç sayısı hem de üretim miktarları ile ön plana çıkmaktadır (Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 2019 Brifing Raporu).

                                                                             Tablo 6. Erzincan’da tarım arazilerinin kullanım durumu (2018)

Tarım Arazisi Alanı (ha) Oran (%)
Tarla Ürünleri 92845 44,3
Sebze 2885 1,4
Meyve- bağcılık 3414 1,6
Nadas 29518 14,1
Tarıma elverişli olup kullanılmayan 80760 38,6
Toplam 209422 100

Kaynak: erzincan.tarimorman.gov.tr/Menu/5/Tarimsal-Veriler

                                                                                 Şekil 8. Erzincan’da tarım arazilerinin kullanım durumu

 

         İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 2018 yılı kayıtlarına göre ilde büyükbaş hayvan sayısı 114915, küçükbaş hayvan sayısı 434457, arı kovanı sayısı 98017, yumurta tavuğu sayısı 361302 ve etçi tavuk sayısı ise 743952’dir. Aynı yıl içerisinde ilde 589,25 ton balık üretimi gerçekleştirilmiştir. Erzincan’daki tarımsal üretim değerinin, bitkisel üretim 434 milyon TL, canlı hayvan değeri 431 milyon TL ve hayvansal ürünler değeri 171 milyon TL olmak üzere toplamda 1 milyar TL’yi aştığı rapor edilmiştir (Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü 2019 Brifing Raporu).

 


Kaynakça

AKKAN, E. (1963). Erzincan Ovasının İklim Özellikleri, A.Ü. Dil Ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, Cilt:21, Sayı 3-4, Ankara.

AKKAN, E. ve TUNCEL, M. (1993). “Esence (Keşiş) Dağlarında Buzul Şekilleri” A.Ü. Türkiye Coğrafyası Araştırma Ve Uygulama Merkezi Dergisi Sayı: 2, Ankara.

AKTİMUR, H.T. ve diğerleri. (1990).  Sivas-Erzincan Tersiyer Havzasının Jeolojisi MTA Dergisi 111, Ankara.

BARKA, A. (1993). Tectonics Of The Erzincan Basin And İts Vicinity And 13 March 1992 Erzincan Earthquake. Proceedings Of The 2nd National Conference On Earthquake Engineering, İstanbul.

BİLGİN, T. (1972). Munzur Dağları Doğu Kısmının Glasiyal Ve Periglasiyal Morfolojisi,, İÜ Yayınları No: 1757, Coğrafya Enst. Yayınları No: 69, İstanbul.

Erzincan İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü. (2019). Brifing Raporu Erzincan. Tarimorman.Gov.Tr/Menu/5/Tarimsal-Veriler (01.04.2019)

GÜL, A. ve BAŞIBÜYÜK, A. (2011). Bir Tarihi Coğrafya İncelemesi (Osmanlı’dan Cumhuriyete Erzincan Kazası). Salkımsöğüt Yayınevi, Erzurum.

GÜNDOĞAN A. A.  ve diğerleri. (2015). Erzincan’da Olası Deprem Hasarlarının Belirlenmesi Proje No: TUJJB-UDP-01-12, Ankara.

http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/11402. 24.03. 2019.

KANDEMİR, A. ve YILDIZ, F. (2016). Erzincanlı Bitkiler, Uluslararası Erzincan Sempozyumu, Erzincan.

KARADENİZ, V. ve ALTINBİLEK, S. (2018). Erzincan İlinin Topografik Analizi ve İdari Sınırlar İlişkisi, Bazı Sorunlar,  Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, XI-I, Erzincan.

KAYPAK, B. ve EYİDOĞAN, H. (2005). One-Dimensional Crustal Structure Of The Erzincan Basin, Eastern Turkey And Relocations Of The 1992 Erzincan Earthquake (Ms = 6.8) Aftershock Sequence, Physics Of The Earth And Planetary Interiors, Volume 151, Issue 1-2.

KETİN, İ. (1986). Türkiye Jeomorfolosine Genel Bir Bakış, İTÜ Vakfı Yayın No: 32, İstanbul.

LEWY, M. ve SALVARİ, M. (1995). Deprem Kuşağı, (Çev. T. Gürer) İstanbul.

ÖZER, E. (1994). Munzur Dağlarının (Kemah-İliç-Erzincan) Stratigrafisi, Türkiye Jeoloji Bülteni, C. 37, Sayı:2, Ankara.

ÖZTÜRK, S. (2017). Kuzey Anadolu Fay Zonu Ve Civarındaki Güncel Deprem Aktivitesinin Bölgesel Ve Zamana Bağlı Analizleri Yerbilimleri, Hacettepe Üniversitesi Yerbilimleri Uygulama Ve Araştırma Merkezi Bülteni, 38 (2), Ankara.

ŞAHİN, İ.F. (2011).  Coğrafi Faktörlerin Az Gelişmişlik Üzerine Etkileri Ve Refahiye (Erzincan) Örneği, Doğu Coğrafya Dergisi Cilt:16 Sayı:25, Erzurum.

Türkiye İstatistik Kurumu. (2014). Seçilmiş Göstergelerle Erzincan 2013, Ankara.

TÜYSÜZ, O. (1992). Erzincan ve Çevresinin Jeolojisi Ve Tektonik Evrimi 2. Ulusal Deprem Simpozyumu, TMMOB İnşaat Müh. Odası, Deprem Müh. Türkiye Milli Komitesi, İTÜ Yapı ve Deprem Uyg-Ar. Mrk., İstanbul.

www.mgm.gov.tr/fıles/resmi-istatistikler/parametreanalizi/turkiye-ortalama(29.03.2019)

www.tuik.gov.tr

YAVUZ, E. (2017). 1939 Depremi (Erzincan ve Bölgeye Etkisi), Arı Sanat Yayınları, No:278, İstanbul.

YAZICI, H. (1991). Tercan Ovasının Coğrafi Etüdü, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum.

TOP