BÜYÜKPAR ÇEŞMESİ

Buyukpar Fountain

Sinan TANRIVERDİ-İnan TANRIVERDİ

Erzincan’ın kuzeyinde Keşiş Dağları üzerinde yer alan Urumsaray (Mecidiye) Köyü Erzincan’daki en eski yerleşim yerlerinden birisidir. Tarihi Urartu ve Roma dönemine kadar uzanan köydeki en önemli unsur köylülerin Böyükpar adını verdikleri çeşmedir. Böyükpar ismi “büyük” (yerel ağızla böyük)  ve “pınar” kelimelerinin birleştirilmesi ile türetilmiş bir isimdir ve büyük pınar anlamına gelmektedir. 

Böyükpar, köyün çıkışında bulunmaktadır. Bu çeşmenin kutsal olduğuna, hastaları iyileştirdiğine, çocuğu olmayanlara çocuk verdiğine, kötüleri cezalandırdığına inanılır. Her yıl pek çok kişi burada kurban keser, yemek verir. Yaşlılardan çok kez kendilerinin hastalıktan ölmek üzereyken son çare olarak Böyükpar’a bırakıldıkları ve iyileştikleri anlatılır. Ermenilerin köyü terk etmesi de Böyükpar’ın gazabına bağlanır. Şöyle ki;

“Ermeniler köyü ele geçirdikleri zaman köylülerin kutsal saydığı Böyükpar’ın üzerine tuvalet inşa ederler, ancak tuvaletlerini yaparken hepsinin kıçında yaralar çıkar, “Buralar yahşi değil.” diyerek köyden kaçarlar.”[1]

Bu çeşme köylüler açısından o kadar önemlidir ki adeta köy adeta bu ziyaret ile kimlik bulunur. Yemin edildiğinde Böyükpara’a doğru dönülür ve “Böyükpar hakkımda gelsin ki”, “Böyükpar’a ayan ki”, “Böyükpar şahit ki” vb. cümleler sarf edilerek şahit tutulur, kefil yapılır ve yerine getirilmeyen söz veya söylene yalanın cezalandırıcısı olarak garantör addelir. Yeminin muhatabı olan kişi de bu kefalet karşısında rahatlar. 

Çeşme eskiden tek kurnalı klasik bir köy çeşmesi gibiydi. Suyun aktığı yerde üç tarafı taştan yapılmış ve önü açık bir yalak bulunmaktaydı. Bu yalağın içinde de farklı büyüklüklerde ve üzerinde insan yüzünü andırır kabartmaların olduğu yuvarlak taşlar bulunmaktaydı. Bu taşlar da kutsal sayılmaktadır. Doğduklarına, doğurduklarına inanılır. Kimse bu taşları götürmez. Taşların yerlerine geri dönünceye kadar kendilerini rahatsız edeceklerine inanırlar. Deneyenler olmuş, geri getirmek zorunda kalmışlar. Ya da taşlar kapalı konuldukları sandıklardan kendiliğinden çıkıp tekrar ziyarete dönmüşler. Öyle ki taşlar bazen çoğalmakta bazen azalmaktaydı.

“Köyde yaşayan İhsan adlı birinin kayınpederi rüyasında Böyükpar’ı görmüş. Böyükpar ona etrafını duvarla çevirmesini söylemiş. Adam da damadına para göndermiş ve bu isteği yerine getirmesini söylemiş. Damadı parayı almış ama çok kötü bir duvarla çevirdi Ziyaretin etrafını. Bunun üzerine Ziyaret küstü ve suyu akmadı. Her evden bir kuzu toplandı. 70 tane kuzu kurban kesildi su yeniden aksın diye. Sonunda su yeniden aktı.”

“Ben evlendikten sonra üç yıl çocuğum olmadı. Bir gece rüyamda Böyükpar’ı gördüm. Aksakallı yaşlı bir adamdı. Bir tasın içerisinde üç tane kırmızı elma getirip verdi. Bunun üzerine üç tane çocuğum oldu”[2]

 


[1] Mahmut TANRIVERDİ

[2] Zeki TANRIVERDİ, 64 yaşında, İlkokul mezunu.

TOP